بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ١٤٧

O cennetler, pınarlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَزُرُوعٍ وَنَخْلٍ طَلْعُهَا هَضِيمٌ ١٤٨

Lâtıf tal'ı sarkmış hurmalar, ekinler içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَتَنْحِتُونَ مِنَ ٱلْجِبَالِ بُيُوتًا فَٰرِهِينَ ١٤٩

Ki bir de dağlardan keyfli keyfli evler yontuyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٥٠

Gelin Allah’dan korkun da bana itaat eyleyin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَا تُطِيعُوٓاْ أَمْرَ ٱلْمُسْرِفِينَ ١٥١

İtaat etmeyin o kimselere ki.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِينَ يُفْسِدُونَ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ ١٥٢

Yer yüzünü fesada verirler de islâh etmezler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلْمُسَحَّرِينَ ١٥٣

Sen dediler: çok büyülenmişlerdensin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُنَا فَأْتِ بِـَٔايَةٍ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٥٤

Sen bizim gibi bir beşerden başka nesin? Haydi bir âyet getir eğer sadıklardan isen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَٰذِهِۦ نَاقَةٌ لَّهَا شِرْبٌ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ ١٥٥

Ha, dedi: işte bir naka ona bir şirb Hakk’ı' size de malûm bir günün şirb Hakk’ı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَظِيمٍ ١٥٦

Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin ki o yüzden sizi büyük bir günün azâbı yakalar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَعَقَرُوهَا فَأَصْبَحُواْ نَٰدِمِينَ ١٥٧

Derken onu vurdular, fakat nâdim oldular.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu